Dördüncü Sanayi Devrimi’nin ezber bozan değişiklikleri tetiklediği günümüzde geleceğe hazırlanmak, çalışanlar için her zamankinden daha kritik. Bu nedenle geleceğin dünyasında oyunun dışında kalmamak için edinilmesi gereken temel yetkinlikleri araştırdık.
Yakın gelecekte yeni rollerin ortaya çıkması ve görev dağılımlarında ki değişime bağlı olarak, çalışanların sahip olmaları gereken yetkinliklerde de farklı bir ihtiyaç doğuyor. 2022 itibariyle globalde tüm çalışanların %54’ünün mevcut bilgilerini güncellemesi veya yeni yetkinlikler öğrenmesi gerekiyor. Bu kişilerin %35’inin görevlerine uygun becerileri kazanabilmesi için en az altı aylık eğitime ihtiyaç duyacağı öngörülüyor.
İşlerin Geleceği Raporu’na göre; çalışanların 2022 yılında sahip olmaları beklenen yetkinlikler şöyle sıralanıyor:
– Analitik düşünce ve inovasyon
– Aktif öğrenme ve öğrenme stratejileri
– Yaratıcılık, özgünlük ve girişimcilik
– Teknoloji tasarımı ve programlanması
– Eleştirel düşünme ve analiz
– Karmaşık problem çözme
– Liderlik ve sosyal etkinlik
– Duygusal zekâ
– Akıl yürütme, problem çözme ve düşünce
– Sistem analizi ve değerlendirmesi
Öte yandan kalite kontrol ve güvenlik bilinci, koordinasyon ve zaman yönetimi, personel yönetimi gibi bazı yetkinliklere olan ihtiyacın ise giderek azalacağı düşünülüyor.
İş Gücü Becerileri İçin Talep Otomasyonla Nasıl Değişecek?
İş dünyasının gelecekte nasıl şekilleneceğine dair yapılan önemli araştırmalardan biri de Uluslararası yönetim şirketi McKinsey tarafından gerçekleştirildi. Mayıs 2018’de yayınlanan “Beceri Değişimi: Otomasyon ve İş Gücünün Geleceği” isimli araştırma; teknolojinin ekonomi, iş dünyası ve toplum üzerindeki etkisini inceliyor. Teknolojik ihtiyaçlara, hem sosyal hem duygusal beklentilere ve daha yüksek kavramsal becerilere olan talebin 2030 yılına kadar katlanarak artacağını ortaya koyan bu çalışma ile çalışanların ve organizasyonların değişime nasıl uyum sağlayacakları mercek altına alınıyor.
McKinsey’nin raporuna göre; önümüzdeki 10 ila15 yıl boyunca, otomasyon ve yapay zekâ teknolojilerinin benimsenmesiyle birlikte çalışma alanları gün geçtikçe daha fazla akıllı makinelerle güçlenip desteklenecek ve çalışanlar makinelerle giderek daha fazla etkileşim içinde olacak.Bu teknolojiler ve insan-makine etkileşimi; yüksek üretkenlik, GSYH büyümesi,gelişmiş kurumsal performans ve yeni refah biçimi üzerine sayısız faydalar getirecek, fakat aynı zamanda şu an için gerekli çalışan becerilerini de değiştirecek.
Rapora göre, teknolojik becerilere olan talep 2002’den bu yana büyürken, bu talep 2016–2030 döneminde ivme kazanacak. Sosyal ve duygusal becerilere duyulan ihtiyacın artması benzer şekilde hızlanacak.Ancak, temel kavramsal becerilere de, fiziksel becerilere ve el becerilerine de duyulan ihtiyaç azalacak. Hem gelişmiş hem de temel olan tüm teknolojik becerilerin taleplerinde önemli bir artış olması beklenirken, ileri teknoloji ürünlerini yenileyebilecek, geliştirebilecek ve uyarlayabilecek insanlara ihtiyaç duyulacak.
Araştırma, 2030 yılına kadar gelişmiş teknolojik beceriler için harcanan zamanın ABD’de %50, Avrupa’da %41 oranında artacağını gösteriyor. 2016 ve 2030 yılları arasında en büyük artış %90 ile gelişmiş bilgi teknolojileri ve programlama becerileri ihtiyacında olacak. Bu becerilere sahip insanlar kaçınılmaz olarak azınlıkta kalacak. Bununla birlikte, çalışanların yeni otomasyon çağında temel dijital becerilerini geliştirmesi önemli olacak. McKinsey’in analizine göre 25 beceri arasında,temel dijital beceriler ikinci en hızlı büyüyen kategori konumunda.
Rapora göre; ileri teknolojilerin iş yerinde benimsenmesiyle birlikte, sosyal ve duygusal becerilere sahip çalışanlara duyulan ihtiyaç da artacak. 2016 ve 2030 yılları arasında, sosyal ve duygusal beceriler için talebin tüm sektörlerde, ABD’de %26, Avrupa’da ise %22 oranında artması bekleniyor. Bu becerilerin bir kısmı empati gibi doğuştan gelse de,çalışanlar ileri iletişim gibi yeteneklerini geliştirebilir ve öğrenilebilir.Bu kategorideki girişimcilik ve inisiyatif almadaki artış, ABD’de %33’lük ve Avrupa’da %32’lik bir orana işaret ediyor. Liderliğe ihtiyaç duyma ve başkalarını yönetme becerilerinin de güçlü bir şekilde artacağı öngörülüyor.
Yaratıcılık, eleştirel düşünme, karar verme ve karmaşık bilgileri işleme gibi daha yüksek kavramsal becerilere olan talebin 2030 yılına kadar, ABD’de %19, Avrupa’da %14 büyümesi bekleniyor. Ancak,okuduğunu anlama ve sayılardan anlama gibi temel kavramsal beceriler gerektiren iş etkinlikleri otomasyon ilerledikçe azalacak. Özellikle temel veri girişi ve süreç yönetimi becerilerinin otomasyondan etkilenmesi beklenirken, bu becerilere olan ihtiyacın 2030 yılına kadar ABD’de %19, Avrupa’da %23 seviyelerinde düşmesi bekleniyor. Makinelerin giderek daha fazla veri girişi görevini devralmasıyla bu düşüşün neredeyse tüm sektörlerde yaşanması öngörülüyor.
Fiziksel ve el becerilerine olan talep 15 yıldır azalmakta olup bu düşüşün otomasyon ile devam etmesi bekleniyor.2016–2030 arasında, bu becerilere olan talebin ABD’de %11, Avrupa’da genel olarak %16 oranında azalması bekleniyor. Mesleğin gerektirdiği fiziksel ve el becerileri hangi iş aktivitelerinin otomatikleştirilebileceğine bağlı olarak değişecek. Örneğin, bir hastanedeki hastalara veya temizlik işlerine yardımcı olan kişi fiziksel becerilerini kullanırken, araç kullanma veya stoklama ve ambalajlama süreçleri otomasyona daha yatkın. Yine de, fiziksel iş gücü ve el becerisi, en büyük yetenek kategorisi olmaya devam edecek. ABD ve Batı Avrupa’da 2016’da %31 oranında olan çalışanların fiziksel iş gücü ve el becerisine duyulan ihtiyacın, 2030’da %25’e düşmesi bekleniyor.
Yorum Yazın!