1. Yapay Zeka (AI)
Yapay zeka, son yıllarda hakkında çok fazla söylenti getirse de izlemeye uygun bir trend olmaya devam etmektedir. Çünkü yaşamımız üzerindeki etkileri hala erken aşamalarında. Yapay zeka, insan zekasını taklit etmek ve görüntülerin, konuşmaların veya kalıpların tanınması ve karar verilmesi gibi görevleri yerine getirmek için inşa edilmiş bilgisayar sistemlerini ifade eder. Yapay zeka bahsi geçen bu görevleri insanlardan daha hızlı ve daha doğru yapabilir. Günümüzde her 6 Amerikalı’dan 5’i, navigasyon uygulamaları, gerçek zamanlı aktarım hizmetleri, akıllı telefon asistanları, sürüş paylaşım uygulamaları, ev kişisel asistanları veya akıllı ev cihazlarından en az birini, her gün kullanıyor. Tüketici kullanımına ek olarak, yapay zeka, trenleri programlamak, iş riskini değerlendirmek veya enerji verimliliğini artırmak için kullanılmaktadır. Yapay zeka, geniş ölçüde otomasyon dediğimiz şeyin bir parçasıdır ve otomasyon potansiyel iş kaybı nedeniyle önemli bir konudur.
2. Makine Öğrenmesi (ML)
Makine öğrenimi yapay zekanın bir alt kümesidir. Makine öğrenimi ile bilgisayarlar, programlanmadığı bir şeyi yapmayı öğrenebilirler. Bunu verilerden kalıplar ve iç görüler keşfederek yaparlar. Genel olarak, iki tür öğrenmemiz vardır: denetimli ve denetimsiz.
Makine Öğrenimi, her türden endüstriye hızla uygulanmakta olup kalifiye profesyoneller için büyük bir talep yaratmaktadır. Makine Öğrenimi pazarının 2022 yılına kadar 8.81 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Makine Öğrenimi uygulamaları veri analizi, veri madenciliği ve örüntü tanıma gibi alanlar için kullanılıyor. Tüketici tarafında ise makine öğrenmesi web arama sonuçları, gerçek zamanlı reklamlar ve ağ saldırı tespiti gibi alanlarda kullanılabilir.
3. Robotik Süreç Otomasyonu (RPA)
Yapay zeka ve makine öğrenimi gibi, robotik süreç otomasyonu veya RPA da işleri otomatikleştiren bir başka teknolojidir.
RPA, uygulamaları yorumlama, işlemleri işleme, verilerle ilgilenme ve hatta e-postaları yanıtlama gibi iş süreçlerini otomatikleştirmek için kullanılır. RPA, insanların eskiden yaptığı tekrar eden görevleri otomatik hale getirir. Yaptığımız faaliyetlerin yüzde 45’ine kadarı, finans yöneticilerinin, doktorların ve CEO’ların çalışmaları dahil olmak üzere otomatikleştirilebilir.
Forrester Research, RPA otomasyonunun 230 milyon veya daha fazla çalışanının geçim kaynağını tehdit edeceğini tahmin etse de, RPA mevcut işleri değiştirirken yeni işler de yaratıyor. McKinsey, mesleklerin yüzde 5’inden daha azının tamamen otomatik olabileceğini, ancak yaklaşık yüzde 60’ının kısmen otomatikleştirilebileceğini düşünüyor.
4. Edge Computing
Cloud teknolojisi her geçen gün daha da vazgeçilmez bir hal almakta. Özellikle sektörün büyük oyuncuları bu teknolojiyi kullanıyorken…
Fakat karşılaştığımız veri miktarı artmaya devam ettikçe de bazı durumlarda bulut teknolojisinin eksikliklerini fark ettik. Edge computing de bulut bilgi işlemin neden olduğu gecikmeyi atlamanın ve veri işlenmek üzere bir veri merkezine götürmenin yolu olarak bu sorunların bazılarının çözülmesine yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Bilgi, işlemin gerçekleşmesi gereken yere daha yakın olacaksa “kenarda” olabilir. Bu nedenle, kenar hesaplama, merkezi bir konuma sınırlı veya hiç bağlantısı olmayan uzak konumlarda zamana duyarlı verileri işlemek için kullanılabilir. Bu durumlarda, kenar bilgi işlem mini veri merkezleri gibi davranabilir. Nesnelerin interneti (IoT) cihazlarının kullanımı arttıkça edge computing da artacaktır. 2022 yılına kadar küresel edge computing pazarının 6.72 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Büyüyen herhangi bir pazarda olduğu gibi, bu öncelikle yazılım mühendisleri için çeşitli işler yaratacaktır.
5. Sanal Gerçeklik ve Artırılmış Gerçeklik
Sanal gerçeklik (VR) kullanıcıyı bir ortama sokarken, arttırılmış gerçeklik (AR) ise ortamlarını geliştirir. VR şimdiye kadar oyun oynamak için kullanılmasına rağmen, ABD Deniz Kuvvetleri, Ordu ve Sahil Güvenlik gemi kaptanlarını eğitmek için kullanılan bir simülasyon yazılımı olan VirtualShip’te olduğu gibi eğitim için de kullanıldı. Popüler Pokemon Go ise AR’nin bir örneğidir.
Hem VR hem de AR eğitim, eğlence, eğitim, pazarlama ve hatta rehabilitasyon konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Bu, Pepsi Max otobüs barınağında olduğu gibi, doktorları ameliyat yapmak, müzisyenlere daha derin bir deneyim sunmak, tema parklarını geliştirmek ve hatta pazarlamayı geliştirmek için eğitmek için kullanılabilir.
VR pazarında Google, Samsung ve Oculus gibi büyük oyuncular bulunmakta, ancak farklı isimlerden de çok sayıda girişim oluşuyor. Bu da işe alımlarında VR ve AR becerilerine sahip profesyonellere olan talebi arttırıyor.
6. Siber Güvenlik
Bir süredir var olduğu göz önüne alındığında, siber güvenlik yeni bir teknoloji gibi görünmeyebilir, ancak diğer teknolojiler gibi gelişmektedir. Çünkü tehditler sürekli güncellenmektedir. Verilere yasa dışı bir şekilde erişmeye çalışan kötü niyetli hacker’lar hiçbir zaman pes etmeyecek ve en zorlu güvenlik önlemlerinden bile geçmenin yollarını bulmaya devam edeceklerdir.
Bu bilgisayar korsanları olduğu sürece, gelişen bir teknoloji olarak siber güvenliğe sahip olacağız.
Siber güvenlik profesyonellerine duyulan güçlü ihtiyacın kanıtı olarak şunu söyleyebiliriz ki, siber güvenlik işlerinin sayısı diğer teknoloji işlerinden üç kat daha hızlı artmaktadır. Ancak, bu işleri doldurma konusunda yetersiz kalıyoruz. Sonuç olarak, 2021 yılına kadar 3,5 milyon doldurulmamış siber güvenlik işimiz olacağı tahmin ediliyor.
7. Blockchain
Çoğu insan, Bitcoin gibi kripto para birimleri ile ilgili olarak blockchain teknolojisini düşünmesine rağmen blockchain, aslında birçok şekilde güvenlik sunar. En basit ifadeyle blockchain, yalnızca ekleyebileceğiniz, uzaklaştıramayacağınız veya değiştiremeyeceğiniz veriler olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla “zincir” terimi bir veri zinciri oluşturduğunuz içindir. Önceki blokları değiştirememek, onu bu kadar güvenli kılan şeydir. Buna ek olarak, blok zincirleri fikir birliğine dayalıdır; böylece hiç kimse verilerin kontrolünü ele geçiremez. Blockchain ile, işlemleri denetlemek veya doğrulamak için güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyacınız yoktur.
Bazı endüstriler blockchain’i içeriyor ve uyguluyor. Blockchain teknolojisinin kullanımı arttıkça, yetenekli profesyonellere de talep artıyor. Techcrunch.com’a göre blockchain ile ilgili işler, her bir blockchain geliştiricisi için 14 iş açılışıyla ikinci en hızlı büyüyen iş kategorisidir. Bir blockchain geliştiricisi, blockchain teknolojisini kullanarak mimari çözümler geliştirme ve uygulama konusunda uzmanlaşmıştır. Bir blockchain geliştiricisinin yıllık ortalama maaşı 130.000 $’dır. Blockchain ve uygulamalarına merak duyuyorsanız ve kariyerinizi bu hızlı büyüyen endüstride yapmak istiyorsanız, o zaman Blockchain’i öğrenmek ve heyecan verici bir gelecek için hazırlanmak için doğru zaman.
8. Nesnelerin İnterneti (IoT)
Birçok “şey” artık WiFi bağlantısıyla inşa ediliyor. Yani internete ve birbirlerine bağlanabiliyorlar. Bu nedenle IoT nesnelerin internet geleceğidir. IoT ev aletleri, arabalar ve çok daha fazlasının internete bağlanmasını ve internet üzerinden veri alışverişini sağlanmasını başarmıştır. Fakat bizler IoT’nin sadece başlangıç aşamalarındayız: 2017’de 8.4 milyar’a ulaşan IoT cihaz sayısının 2020 sonuna kadar 30 milyar cihaza ulaşması bekleniyor.
Tüketiciler olarak ise IoT’yi zaten kullanıyoruz bundan yararlanıyoruz. İşe giderken kapılarımızı uzaktan kilitleyebiliriz; Fitbits’teki zindeliğimizi takip edip Lyft ile bir yolculuğa çıkabiliriz. Ancak işletmelerin de şimdi ve yakın gelecekte kazanacakları çok şey var. IoT, veriler toplanırken ve analiz edilirken işletmeler için daha iyi güvenlik, verimlilik ve karar almayı sağlayabilir. Mesela tıbbi bakımı hızlandırabilir, müşteri hizmetlerini iyileştirebilir ve henüz hayal bile edemediğimiz avantajlar sunabilir.
Bununla birlikte, IoT’nin geliştirilmesi ve benimsenmesine rağmen, uzmanlar IoT işleri için yeterli BT uzmanının eğitilmediğini söylüyor. ITProToday’daki bir makale, henüz bu alanda yer almayan 200.000 daha fazla BT çalışanına ihtiyacı olacağını söylerken mühendislerin yaptığı bir anketin ise yüzde 25,7’sinin endüstrinin büyümesinin önündeki en büyük engelin yetersiz beceri düzeyinin olduğunu söylüyor. IoT’de kariyere ilgi duyan biri için, motivasyonunuz varsa, başlamak için bu alan iyi bir açık kapı demektir. İhtiyaç duyulan beceriler arasında IoT güvenliği, bulut bilişim bilgisi, veri analizi, otomasyon, gömülü sistemlerin anlaşılması, cihaz bilgisi sayılabilir.
9. Otonom Araçlar
Otonom araçlar drone’lardan robotlara, insan etkileşimi olmayan birçok aracın bağımsız hareketinin önem kazandığı bir teknoloji trendi olarak hızla gelişiyor. Gelecekte günlük yaşantımızda sıklıkla karşılacağımız otonom araçlar, tek başlarına çalışabildikleri gibi benzer ve farklı yapılarda araçlarla koordineli çalışmalar da yürütebiliyor. Otonomide araçların değerlendirilmesi altı basamakta gerçekleşiyor. Bunlar otonom olmayanlar, insan destekli otonomlar, yarı otonomlar, şartlı otonomlar, yüksek otonomlar ve tam otonomlar olarak sınıflandırılıyor. Otonom cihazların ve araçların gelecekte tarımda, otomotiv sektöründe, gemicilikte ve arama kurtarma faaliyetlerinde daha da önem kazanması bekleniyor.
10. Drone Teknolojisi
Drone, uzaktan kontrol edilebilen bir tür uçak teknolojisi olup Türkçede “Dron” diye okunup insansız hava aracı anlamına gelmektedir. Drone’lar ilk çıktığında gözlem ve savunma gibi amaçlarda kullanılmasına rağmen bir süre sonra saldırı amaçlıda kullanılması insanların hafızalarında savaş ve çatışma ile özdeşleşmesine neden olmuştur.
İnsansız Hava Araçları aslında o kadar da yeni bir teknoloji değil. Bu tarz uçakların askeri alanda kullanım fikirlerinin 1800li yıllara dayandığı belirtiliyor. Ancak akıllarımıza ilk gelen Drone, dönemin yüksek hızlı ve radyo kontrollü olan, Vietnam savaşında Amerika tarafından kullanılan Ryan Firebee olacaktır. Bir çok yazıda Drone’ların saldırı amaçlı kullanılmasının zararlarını okuyabilirsiniz. Tabii ki bu önemlidir çünkü Drone’ların yeterince gelişmeden bu tarz önemli bir göreve sevk edilmesi sivillerinde ölümüne neden olmuş ve çoğu insanın nefretini kazanmasına sebep olmuştur.
Günümüzde ise savaştan çok günlük alanlardaki kullanımlara da adapte edilmeye çalışılmaktadır. Örneğin bugün bir çok ülkede Drone’lar zor ve tehlikeli görevlerde tercih edilse de aynı zamanda yangın söndürmek, gözlem, güvenlik amaçlı da kullanılmaktadır. Mürettebatsız, durmadan belli bir irtifada uçabilme özelliğine sahip Drone’lar aynı zamanda Ar-Ge,Kargo ve taşımacılık, Sivil ve Ticari gibi alanlarda da kullanılmaktadır.