Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (Mühendislik Fakültesi – %100 İngilizce)

Öncelikle merhaba 😊 Ben Esra, Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinde 4. sınıfım. Marmara’da Teknoloji Fakültesi’nde de Bilgisayar Mühendisliği açıldı, o yüzden başlarken belirtmemde fayda var, ben Mühendislik Fakültesi için bilgilendirme yapacağım.

Öncelikle okulun çevre koşullarından ve binadan bir giriş yapalım. Mühendislik fakültesi Göztepe Yerleşkesinde (kampüsünde) yer alıyor. Marmara’nın ana kampüsü burası. Kadıköy’ün en merkezi noktasında, belediye binasına bir kaç durak mesafede. Bu bölümü tercih edenler için konaklama, sosyalleşme, yeme-içme, kırtasiye gibi tüm ihtiyaçlarınız için her şey elinizin altında olacak diyebirim. Ancak özellikle konaklama konusunda fiyatlar baya cep yakıyor.. Buna karşın ulaşım harika denebilir. Ulaşımın avantajını kullanarak biraz daha geniş mesafede yurt, ev, apart vs tercih edebilirsiniz. Metrobüs, metro, Marmaray, YHT, otobüs, dolmuş ne ararsanız okul etrafında ulaşımı kolay bir şekilde, en fazla 2-3 durak ileride bulabilirsiniz. Okulun A ve B kapılarının hemen çıkışında otobüs ve dolmuş durakları zaten mevcut. Diğer tüm saydığım araçlara ise dilerseniz yürüyerek bile ulaşmanız mümkün.  Bu açıdan herhangi bir noktadan buraya gelmekte çok sıkıntı yaşanmıyor. Kampüsün içinde yeme-içme mekanları, kuaför, berber, kırtasiye, konukevi, yemekhane ve kız yurdu bulunuyor. Fiyatlar dışarıya göre elbette daha makül. 7/24 açık olan güzel ve büyük bir kütüphane var. Detaylara okulun web sitesinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz o yüzden özet bilgi verip geçiyorum, uzatmayacağım. Mühendislik binası 4 bloktan oluşuyor, çevresi yeşil, oturma alanları var, aktif, özellikle yaz günleri hareketli. Bisiklet parkı var, onun dışında kampüs içinde ücretsiz bisiklet kiralayabileceğiniz bir uygulamada geçen sene hayata geçti. Bence binalar iyi durumda, eski değil. Sonuçta devlet üniversitesi ve çok eski bir kuruluş lüks bir yer beklemiyorsanız gayet makul durumda binalar. Bilgisayar labları da yeterli sayıda ve bilgisayarlar sorunsuz çalışıyor. Bazen projeksiyonlardan doğan sıkıntılar sinir bozucu olsada genel olarak eğitime engel teşkil eden bir durum sınıflarda veya lablarda yaşanmıyor. Fakültede her katta öğrencilerin kullanması için masa sandalye ve sık aralıklarla pirizler var. Rahatlıkla istediğiniz katta oturabilir çalışabilirsiniz. 2 tane herkesin kullanımına açık bilgisayar labı var, istediğiniz zaman gidip boş bir bilgisayara oturup işinizi yapabilirsiniz. Kullanılan derslikler, lablar ve amfiler öğrenci sayısı için yeterli oluyor. Çevre ve bina hakkında bunları söyleyebilirim. Elbette imkanlar açısından daha iyisi olabilir ama burası bir devlet üniversitesi olduğu için genel anlamda iyi olduğunu söyleyebilirim. Gelelim kampüsün en çekilmez sorununa. Göztepe kampüsü çok büyük değil, kapasitesi kadar yemekhane, kütüphane, yurt imkanı varken, sürekli bir kampüs birleştirme olayı yaşandı. Kapanan bir kaç kampüsün öğrencileri de Göztepe’ye taşınınca kampüste gerçekten artık iğne atsan yere düşmeyecek kadar bir kalabalık oluştu. Yemekhane sıraları artık yol boyu uzanıyor, masa bulmak zorlaştı, kütüphanede özellikle sınav dönemi boş yer bulmak lüks haline geldi.. Kafeler dolu, bahçeler dolu.. Kampüsün tadı kaçmaya başladı diyebilirim. Burada taşınan öğrencinin hiç bir suçu yok elbette. Onlar içinde zor bir durum. Düzen değişiyor, alan değişiyor. Yönetimde ki düşüncesizce kararlar yüzünden bu kararların son ayağında olan öğrenciler sıkıntı çekiyor. Günün sonunda yemekhanede sıra bekleyen, elinde tepsiyle boş masa arayan, kütüphanede boş masa için nöbet tutan bizler oluyoruz.. Bu açıdan bizim elimizden gelen fazla birşey de yok maalesef..

Gelelim bölüme, akademik kadroya, derslere.. Bu aslında çok hassas bir konu, kelimelerimi doğru seçmek için özen gösteriyorum. Eleştirdiğim bir konu ile okulu zan altında bırakmak istemiyorum ancak mevcut sorunlara da değinmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunlar öncelikle sadece benim yorumlarım ve deneyimlerim lütfen bu doğrultu da dikkate alın.

Bölüm %100 ingilizce ve ingilizce konusunda bölümde hocalarda oldukça katı. Derste türkçe konuşulmuyor hatta bazı hocalarımız türkçe sorulan soruya yanıt bile vermiyor, ingilizce konuşmamız konusunda ısrarcı davranıyor.. Tüm kaynaklarımız, kitaplar slaytlar vs ingilizce. Sınavlarda, projelerde, ödevlerde dökümanlar, sorular her zaman ingilizce. Cevaplarımızı da elbette ingilizce veriyoruz. Neden bu kadar detaylı değindim bu konuya, çünkü bazı üniversiteler %100 ingilizce olmasına karşın türkçe devam ediyor. Marmara’da bu esneklik kesinlikle yok.

Akademik kadro olarak başarılı bir yapı var. Bir kaç hocamızdan pek haz etmediğimi itiraf etmeliyim ancak genel olarak akademik kadro Boğaziçi, Bilkent, Marmara, İTÜ mezunu ve akademik ünvanları yüksek hocalarımızdan oluşuyor. Özellikle bazı hocalarımız gerçekten o kadar sıcak, samimi ve içten ki dersleri de keyifli geçiyor, iletişimde keyifli sürüyor. Bazı hocalarda ders ve iletişim sıkıntı olabiliyor ☹ Ancak bu durumu her yerde, her ortamda yaşarız, her şey bir arada, kusursuz olmuyor ne yazık ki. Akademik kadro iyi güzel hay hay ama ne yazık ki yetersiz, bunu hocalarımız da sürekli dile getiriyor. Bazı dersleri, asıl alanları olmadığı halde mecburiyetten veren hocalarımız var. Bunlar benim yorumumdan öte hocaların bizlere dile getirdiği sorunlar. Öğrenci sayısı günden güne artarken akademik kadro küçülüyor. Ayrılan hocalar, açığa alınan hocalar oldu.. Hocalar ve asistanlar her işe yetişmeye çalışıyor. Haliyle bunun bir ayağında bizde etkileniyoruz. Verim düşüyor, proje sunacak zaman daralıyor, hocanın sınav kağıdını okuması bile bazen aylar sürüyor.. Buda yine boyumuzu aşan konular ne yazık ki.. Bölümde pek birşey yapamıyor anladığım kadarıyla, daha üst merciilerin meselesi..

Ders içeriklerine gelirsek oldukça kapsamlı, gerçekten 4 sene de her yemekten bir çatal almış şekilde çıkıyorsunuz. Bir çok konuda ve alanda, derslere düzenli devam ederseniz, bilgi sahibi olarak, en azından fikir sahibi olarak mezun olabilirsiniz. Ancak bu kadar kapsam bazen gerçekten yorucu ve yıpratıcı hale getiriyor. Bölüm proje/ödev ağırlıklı ilerliyor. Ağırlık olarak proje notlarınız vize notlarınızdan çok çok daha önemli oluyor. Bazen projelerden/ödevlerden başımızı kaldıramaz hale geliyoruz, öyle ki o kadar sık ve fazla veriliyor ki genelde sınav haftalarıyla çakışıyor, sınava çalışacak vakit zor buluyoruz. Bu açıdan ben bu kadarının fazla olduğunu düşünüyorum. Bazı projeler gerçekten çok güzel keyifli öğreticiyken, bazıları çok yorucu ve gereğinden fazla zor bence. Bir dönem boyunca eğer dersleri geçmek istiyorsanız tüm günlerinizi proje/ödev yaparak, ders çalışarak geçirmeniz gerekiyor. Bu yönden kendinizi farklı bir alanda geliştirmek için çalışmalar yapmak, farklı etkinliklere katılmak, kulüplerde aktif olmak gerçekten zor bir hale geliyor. İmkansız değil elbette ama çok yorucu ve yıpratıcı oluyor ve birinden birine artık bir noktadan sonra vakit yetmiyor. Ya notlar düşmeye başlıyor, herşey ucu ucuna yetişiyor, sınava son gece çalışıyorsunuz ya da yöneldiğiniz sevdiğiniz diğer işi ötelemek zorunda kalıyorsunuz. Yani bölüm dersler ve projeler konusunda çok titiz ve çok sıkı. Sınavları o kadar da basit değil. Öyle ki geçme notu 35, kitap defter açık bir sınavda bile kalma oranı hatrı sayılır miktarda oluyor. Elbette sınav kolay olsun demiyorum ama değinmek istediğim nokta şu, dönem boyunca dersi sıkı takip etmeden kolay kolay yapılamayacak sorular soruluyor. Dersi bu kadar sıkı takip etmek içinde bir çok şeyden feragat etmeniz gerekiyor. Bence bölüm projeler/ödevler konusunda daha esnek davransa ve bizi kendi ilgi alanlarımızı keşfedip onlar üzerine çalışmamız konusunda biraz daha teşvik etse çok daha güzel olur. Bunu bilmeden buraya gelmeyin derim, bölüm gerçekten çok zorluyor. Vaktinizin çoğunu sadece okula ayırmak zorunda kalıyorsunuz. Karşılığını almaya alıyoruz, piyasada ne kadarını kullanırız tartışılır ama yine de dönem başladıktan sonra dönem bitene kadar hocaların bizlere makineymişiz gibi nefes aldırmaz tavırları yorucu oluyor. Her hoca kendi dersinde oldukça yoğun ilerliyor ve diğer hocalarında aynı şekilde yaptığını düşünürseniz artık fazla gelmeye başlıyor. Kişisel alanda gelişmeye çalışmak için motivasyon ve vakit bırakmıyor. Ayrıca buraya gelmeyi kafanıza koyduysanız bence oturun şimdiden fizik çalışmaya başlayın 😊 Fizik ile ün yapmış bir fakültenin incelemesini okuyorsunuz.. Fizik konusunda ciddi anlamda bir zorlama var ve kalma oranları çok ama çok yüksek. Bu kalmaların bedeli de okulu uzatmaya kadar gidiyor. Çünkü bölümün diğer bir sıkıntısı da bağlı dersler. Bölümde çok fazla ders birbirine bağlı yani biri diğerinin ön şartı şeklinde bulunuyor. Örnek vermek gerekirse calculus1 dersini veremezseniz ikinci dönem calculus2 dersini alamazsınız. Bu durum bazı derslerde tolere edilebilse de bazen tek bir ders yüzünden 1 sene okulu uzatmanıza bile sebep olabiliyor. Çünkü kritik derslerden birinden kalınca zincirleme şekilde son sınıf dersine kadar gidiyor..

Yaz okuluna gelince de çok umutlanmayın. Bölüm dersleri ne yazık ki yaz okulunda açılmıyor. Tüm bölümlerin aldığı ortak kültür dersleri açılıyor. Matematik, fizik, kimya, diferansiyel, lineer cebir gibi.. Bu açıdan bölüm çok ama çok katı. Eğitimin iki ayda düzgün yapılamayacağına inanıyor ve yaz okulunda bölüme özgü dersler açılmıyor. Diğer üniversitelerden alınan derslere de genelde denklik vermiyor.

Böyle sıkıntılı bazı durumlar var, bunlara rağmen de güzel bir bölüm başarı oranı yüksek diyebiliriz. Belki hocaların gözünden bakınca bu kadar zorlama başarıyı artırıyor ama ben kendi gözümden yorumlayacak olursam bizleri tek tip makine gibi çıkarmaya çalışan bir sisteme dahil oluyoruz. Kendi ilgi alanlarımızı seçip çalışmaya yönlendirilsek, buna biraz da vakit tanınsa daha iyi olabilir.

Okulun en aktif kulübü olan Robotik Kulübü’nü de oransal olarak ağırlıkla bilgisayar öğrencileri dolduruyor. Burası oldukça eğlenceli ve aktif. Herkesin birbirine birşeyler öğrettiği, yarışmalarda güzel dereceler alındığı, küçük bir odası ve güzel bir arkadaşlığın olduğu bir ortam. İlginiz varsa hazırlık sınıfındayken bile girebilirsiniz. Bunun dışında bölümde farklı alanlarda (Machine Learning, Networks gibi) hocalarımızın çalışmalar yaptığı lablar var. İlgi alanınıza göre hocalarla konuşup araştırma lablarına dahil olabilirsiniz. İletişim konusunda sıkıntı yaşadığımız bir kaç hocamız olsa da genel olarak sorunsuz şekilde hocalara mail yoluyla ulaşıp işlerimizi kolayca halledebiliyoruz. Bölümde tüm işler de mail üzerinden hallediliyor, neredeyse..

Okulun yürüttüğü uluslararası etkinliklerde var. Biraz araştırma, hocalarla biraz samimiyet sürekli iletişim ile bunlardan sıklıkla haberdar olur, etkinlikleri kovalayabilir projelerede dahil olabilirsiniz. Aynı zamanda Erasmus gibi öğrenci değişim programları da mevcut.

Bunlar dışında size genel bir öneride bulunmak istiyorum. Bölümün başarısını, sizin için doğru yer olup olmadığını araştırırken bölümün/okulun dahil olduğu projelere, destek verdiği etkinliklere, sağladığı imkanlara, akademik kadrosuna, akademik kadrosunun yürüttüğü/tamamladığı projelere, bölümün eğitim diline, mezunlarının çalıştığı firmalara/projelere (LinkedIn ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz), bölümün ders içeriklerine, derslerin kapsamlarına bakabilirsiniz. Bunlar önemli belirleyici kriterler.

Bunlar dışında aklıma gelen başka bir şey yok 😊 Eğer sizin merak ettiğiniz aklınıza takılan bir soru olursa Instagramda @mustakbel_muhendis hesabından bana mesaj atabilirsiniz. Dilerim tercihleriniz gönüllerinizden geçen bölümlerle dolar ve en çok istediğiniz tercihinize yerleşirsiniz 😊 Sağlıcakla kalın 😊

Exit mobile version